24 Mart 2011 Perşembe

Ayça Bingöl Röportajları 1

Gitmek istemekten vazgeçmezsen her yer yakındır"

Türkiye onu ilk olarak "İki Aile" dizisinde oynadığı dominant karakterli avukat rolüyle tanıdı. Ardından "Küçük Kadınlar"da piyano hocası olarak izlemeye devam etti. Son dönemde peşpeşe gelen iki sinema filmi (Sonsuz ve küçük bir rol oynadığı Melekler ve Kumarbazlar) ile "Şölen" adlı tiyatro oyunuyla kariyerini hızlandırdı.

Tiyatro, seslendirmeler ve sinema onun hayatının oldukça büyük bir bölümünü oluşturuyor. El attığı her işin hakkını sonuna kadar veren, başarılı bir oyuncu... Ayça Bingöl ile şu an gösterimde olan "Sonsuz" filmini baz alarak sinemanın bugünkü durumunu, seslendirme ve tiyatro çalışmalarını konuştuk.

Söyleşi: Ebru Altın

Ebru Altın: Öncelikle sizi daha yakından tanımak isteyen okurlarımız için Ayça Bingöl'ü kısaca tarif eder misiniz? Kimdir Ayça Bingöl?

Ayça Bingöl: İnsanın kendini tarif etmesi o kadar zor ki… Her şeyden önce `insan' olmaya ve farkındalıklarımı artırmaya çabalıyorum. Oyunculuğu yaşamda nefes alabilmek için seçtim. Aşkla yapılan her şey tarif edilemez bir mutluluk kaynağı… Bu yüzden aşkı yaşamımın her anına yaymaya çalışıyorum.

E.A Bugünlerde oldukça yoğun günler yaşıyorsunuz. Bir taraftan hemen hemen neredeyse peşpeşe vizyona girecek iki film, diğer taraftan da tiyatro oyununuzun heyecanlı koşuşturmacası… Bütün bu koşuşturmaca arasında enerjinizi nasıl yüksek tutabiliyorsunuz? Bunun bir sırrı varsa bizimle paylaşır mısınız?

A.B Bu aralar çok koşturuyorum gerçekten ama keyifli yorgunluklar bunlar… Hiç şikayetim yok, seviyorum böyle yaşamayı… Destek vitaminler ve düzenli uyumaktan başka sırrım yok.

E.A Cemal Şan'ın yönetmenliğini üstlendiği, şu aralar gösterimde olan `Sonsuz' isimli filmde Aylin isimli bir karakteri canlandırıyorsunuz. Bize rolünüzden biraz bahseder misiniz?

A.B Şehir hayatından, keşmekeşten ve ilişkilerden yorulmuş olan Aylin, kendini deniz kenarında bir kasabaya atmış. Orada küçük bir motel işletmeye başlamış ve yeni bir hayat kurma çabasında… Daha sade ve sahici bir hayat arayışında kısacası…

"Oyunculuğu yaşamda nefes alabilmek için seçtim. Aşkla yapılan her şey tarif edilemez bir mutluluk kaynağı… Bu yüzden aşkı yaşamımın her anına yaymaya çalışıyorum. "

E.A Sonsuz, üç kanser hastasının hayata tutunma ve arkadaşlığını gözler önüne seren bir çalışma. Siz bu filmin tam olarak neresindesiniz?

A.B Volkan ve Serhan karakterlerinin yolu Aylin ile kesişince ortaya çok saf bir yakınlaşma çıkıyor, Serhan ve Aylin arasında… Serhan daha önce hiçbir kadınla en ufak bir duygusallık yaşamamış bir adam. Son günlerinde hiç tatmadığı duyguları yakalayıp mutlu oluyor. Ben bu filmin tam olarak `naif aşk' tarafındayım.

E.A Böyle bir hikayede sizi çeken unsur ne olmuştu? Ekibe nasıl katıldınız?

A.B Öncelikle senaryo bana çok samimi geldi. Hüzün ve komediyi iyi harmanlamış bir hikayeydi. Ve bende çok sevdim. Daha sonra yönetmenimiz Cemal Şan ile bir görüşme yaptık ve ekibe katılmam böylece gerçekleşmiş oldu.

E.A Çekimleri nerelerde yaptınız? Ne kadar sürdü?

A.B Benim sahnelerimin tamamı Eski Foça'da çekildi ve iki hafta kadar sürdü.

E.A Yeni bir senaryoyu elinize ilk aldığınızda bir oyuncu olarak nasıl değerlendiriyorsunuz, nelere dikkat ediyorsunuz?

A.B Beni ne şekilde ve ne kadar heyecanlandırdığı çok önemli. Sözünün olup olmaması, ne anlattığı ve beni ne yönde esinlendirdiği… Ayrıca tabii ki yönetmeni…

E.A Bu sektörle tanışmanız nasıl oldu?

A.B 1995 senesinde konservatuar ikinci sınıf öğrencisiyken `Süper Baba' adlı bir dizide rol almaya başladım. Yaklaşık bir buçuk yıl kadar çalıştım. Devamında ise başka işler gelmeye başladı ve böylece sektöre girmiş oldum.

E.A Tekrardan filme dönecek olursak… Filmin bir nevi sloganı olan `Gitmek istersen her yer yakındır' sözü hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu cümleye katılıyor musunuz, yoksa…?

A.B Gitmek istersen gerçekten her yer yakındır elbette ama bu ne kadar istediğinle ilgili bir şey kanımca… Bazen yaşam bizi içinden çıkamadığımız yollara sokar ve gidemezsin bir türlü. İşte burada isteğin gücü devreye girer, istemekten vazgeçmezsen her yer yakındır. `Gitmek istemekten vazgeçmezsen her yer yakındır' Bu da benim sloganım olsun…

E.A Sonsuz'da seyirciyi neler bekliyor? Seyirci ne beklentiyle gitsin bu filme?

A.B Seyirci bana göre öncelikle keyif almak için gitsin. Bir yandan gülümseyecek, diğer yandan hüzünlenecek… Yaşam da zaten böyle değil mi? Yaşamı keyifli kılan da bu değil mi?

"Gitmek istersen gerçekten her yer yakındır elbette ama bu ne kadar istediğinle ilgili bir şey kanımca… Bazen yaşam bizi içinden çıkamadığımız yollara sokar ve gidemezsin bir türlü..."

E.A Türk sinemasının bugünkü durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

A.B Bu sezon oldukça fazla film vizyona giriyor. Film piyasasının sektörleşmesine yardımcı olduğunu düşünüyorum bu işlerin. 70 filmin içinden eminim en az 6 - 7 iyi film çıkar. Bu bizim için büyük bir gelişme çünkü geçtiğimiz dönemlerde yılda sadece 6 - 7 film çekiliyordu.

E.A Özellikle beğendiğiniz veya çalışmayı arzu ettiğiniz bir yönetmen var mı?

A.B Ferzan Özpetek ve Nuri Bilge Ceylan çok beğendiğim ve çalışmayı arzu ettiğim iki isim…

E.A Biraz da tiyatro oyununuzdan bahsedecek olursak eğer “Şölen” isimli oyununuzun konusu nedir? Nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?

A.B “Şölen” için tam olarak varoluşun metaforu diyebiliriz. Tüketici toplumun sapkınlığını anlatan, eleştiren bir kara komedi. Güldüren, özlü bir intikam oyunu… Zehirli bir eğlenti. Sarsıcı ve şok edici durumlar yaratacak kadar cesur bir oyun.

Oynadığım rol, `haber bebeği' olarak adlandırılıyor. Medyanın içinden gelen ve her şeyin farkında çok zeki bir kadın. Genç yaşında, diğerlerinin anlayamadığı her şeyi anlamış ve kabul etmiş. Bu yüzden onlardan daha farklı tüm oyun boyunca…

E.A Türk seyircisinin tiyatroya bakış açısı size göre nedir?

A.B Toplumumuzun ne yazık ki tiyatroya gitme alışkanlığı çok az. Sanat, yaşamsal bir değer taşımıyor. Özellikle gençlerin ilgisini çekip, tiyatro seyircisi yetiştirmeliyiz. Çağdaş, yeni, heyecanlı metinler sunmalıyız. Seyirciyi diri tutmalıyız.

E.A Bu arada sizi çok fazla film ve dizide göremesek de sesinizin birçok karaktere can verdiğini biliyoruz. Dublajın sizin hayatınızda ki yerini öğrenebilir miyiz?

A.B Konservatuar yıllarında öğrenci harçlığımı çıkartmak için başlamıştım dublaja. Uzun yıllar yerli dizilerde neredeyse tüm başrolleri konuşur hale geldim. Daha sonra sinema filmleri ve animasyonlar geldi. Şu sıralar daha çok reklam dublajı yapıyorum. İtiraf etmeliyim ki en keyif aldığım süreç animasyon dublajları, çünkü çok eğlenceli…

E.A Bu aralar halihazırda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz plan projeleriniz var mı?

A.B Şu an sadece ve sadece Şölen adlı oyuna konsantre olmuş durumdayım. Ondan sonrası neler gösterecek bakacağız.

E.A Son olarak tiyatro ve sinema izleyicine bir şeyler söylemek ister misiniz?

A.B Tiyatroyu ve sinemayı yaşamınızın vazgeçilmez bir parçası haline getirmeye çalışın. İnanın her şey daha da güzelleşecek öyle olursa. İyi seyirler… İyi seyirler… İyi seyirler…

E.A Verdiğiniz samimi yanıtlardan dolayı teşekkür ederim…

Ayça Bingöl - Sonsuz ( 2009 )



Ayça Bingöl'ün rol aldığı 2009 yılı yapımı Sonsuz Filminin Fragmanı .